23 Aralık 2009 Çarşamba

Kep mi atıcaz, huni mi?

Adetim değildi ya, en sonunda o da oldu: Bir sınava 2 hafta öncesinden çalışıyorum! Aslında bunda herhangi bir yanlış yok, hatta ne güzel değil mi? Fakat değil. Çirkinliğiyse şurada: sınavıma 2 hafta önceden çalışmamın altında yatan neden bu Cuma'dan başlayarak haftaiçindeki her güne bir ödevimin ya da rapor teslimimin olması. Üstelik bu 2 hafta önceden çalıştığım sınavın bir gün öncesinde de bölümümüzün en çılgın dersinin sınavının olması olayı daha da çirkinleştirip, bizi daha acınası hale getiriyor.
Tabii bizim dönem böyle yakınınca birkaç tane dahi&idiot arkadaş çıkıp; "Ağlamayın bee, ne zorluğu?" ya da "E çalışın sizde canım!" diyebiliyor. Kendilerine "Ağzı olan konuşuyor" demek istiyorum. Zaten biz demiyoruz ki "Oh evet! Çalışmadan yatarak geçelim dersleri, ortalamalarımız çılgınca fırlasın!". Biz diyoruz ki; elbette çalışalım, sınavlar öyle kolay falan da olmasın ama bari sınav ve ödev tarihleriyle, aynı güne 3 deadline koyarak şu akademik hayatımızı psikolojik savaşa çevirme! Neden şu öğrenciyi bir günde 8 saat boyunca finalde zorlarsın?
Aslında buna neden olarak gördüğüm birşeyler var. Mesela; düşünelim ki adam 90'lı yıllarda memleketin en iyi okulundan iyi dereceyle mezun olmuş, gitmiş master degree'yi Amerika'da Technical University'den almış (tabii ekleyelim ki Amerika görmüş). Oradaki öğrencileri, hayatı görmüş; çoğu yurdum insanı gibi yoğun bir aşağılık kompleksi edinip gelmiş. Burada bizim okula girmiş ve 30'lu yaşlarının ortalarına gelmiş (akademi için yolun başı diyebiliriz). Adam "iyi akademisyen" olmayı amaçlamış, o kadar Amerika gördükten sonra mümkün değil ki olduğun yerde kalmayı hazmedebilmek! "İyi akademisyen" olmanın yolu da öğrenciyi zorlamak, öğrenciye "Bak bu ders zor ha, xxx hoca kolay değildir öyle!" dedirtmekten geçiyor diye düşünüyor. Eğer ki bu hoca 30'lu yaşların başında yahut 20'li yaşların sonundaysa genç ve dinamik öğrencilere ayak uydurma ve cool gözükme çabasıyla espri yeteneği olduğunu düşünüp küstah cevaplarıyla Gregory House bilem olabiliyor. İşte biz de bu yüzden acı çekiyoruz.
Neyse; şu dönem bir kazasız belasız geçsin de, akli dengemiz bozulmasın da başka birşey istemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder