8 Temmuz 2010 Perşembe

Samanalevi stajı


Başlamadan: Aslında blog'u kapamak gibi niyetim vardı ama sonra "kime ne zararı var canım, dursun" dedim. Fakat bir daha "hergün buraya yazıcam lan!" gibi hırslar yapmayacağımı da bildirmek isterim.

Biz ne olduğunu anlayamadan zaman çabucak geçti, 4.sınıf oluverdik. Malumunuz; kimimiz yazokulunda, kimimiz de (ki bunlar bizim dönemimizde çoğunluk) staj yapıyor. Efendim bende Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde bir yer buldum. Kendileriyle görüştüm, beğendim. Haziran sonu gibi de başladım.

Başlamaz olaydım! 1 kişi hariç herkes mi ben ve yanımdaki stajyer arkadaşa yüz vermez? Bir havalar, bir artistlikler... Beyaz yakalıların hemen hemen tümü Harvard'da yardırıp gelmiş havasında (Mühendislik departmanındaki 16 kişiden sadece 1'i büyükşehirlerimizdeki bir üniversiteden mezundu). Görüşmede karşımda bana "İngilizcen nasıl?" gibi sorular soran İK görevlisi çalışma saatlerinde gelip "Abi koluma bak baya iyi dimi? Hepinizi döverim olm ehuehu!" falan diyor. Bir endüstri mühendisliği adayı olarak, bir endüstri mühendisliği projesini bir makina mühendisinden almam zaten bir stajyerin alternatif inovasyondaki son noktası olabilir.

Yukarıda anlattıklarımın dışında, arkadaşımla bu staja gitmemizin onlara da çok hayırlı gelmediği söylenebilir. Gittiğimizin 3.günü genel müdür kovuldu, yerine eskisi geldi. Çok sevdiğimiz işçi bir abi; "Kralı kral yapan vezirdir!" diyor mesela :). Şirkette zaten yeni - eski çalışan ayrımı var; hem mavi yakada, hem beyaz yakada. Tam şirket içi çatışmanın olduğu zamanda gitmemiz de büyük şanssızlık.

Biz de "Neyse..." dedik, "Bırakalım gitsin o zaman". Stajdan ayrıldık. Şu an stajsız olmamın oluşturduğu azıcık bir kaygı var, fakat rahatım. Dünyanın sonu değil, illa ki birşeyler yapacağız.
Fakat okuyanlara tavsiyem: Sakın bir firmaya iyi araştırmadan iş veya staj görüşmesine gitmeyin. İyi bir yerse hazırlıksız, kötü bir yerse zaman kaybetmiş oluyorsunuz.

1 yorum: